HABERİ PAYLAŞIN

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 4. sınıf öğrencimiz Yunus Emre Yaşadı, İspanya'da gerçekleştirdiği ortak eğitim deneyimi hakkında Gazete ETÜ'den Türkan Bozkurt'un sorularını anlattı. 

Bu yazımda üniversitemiz “Ortak Eğitim Programı” çerçevesinde gerçekleştirilebilen, biz TOBB ETÜ öğrencilerine Erasmus ülkelerinde ortak eğitim yapma imkanı veren Erasmus+ programından bahsedeceğim. Amacım, sizlere bu bilgileri Erasmus+ yapmış deneyimli bir arkadaşımız aracılığıyla aktarmak.

Bunun için 2016-2017 eğitim-öğretim yılı bahar dönemi ortak eğitimini İspanya’da gerçekleştirmiş olan Yunus Emre Yaşadı ile iletişime geçtik. O da bizi kırmayıp teklifimizi kabul etti ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik kendisiyle. Öncelikle Yunus Emre’yi sizlere tanıtmak istiyorum kısaca. Yunus Emre Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 4. sınıf öğrencisidir ve aynı zamanda Psikoloji Bölümünden çift ana dal yapmaktadır. Ortak eğitimini İspanya’nın Valencia şehrinde “My Language Skills” adlı şirkette Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden gerçekleştirmiştir.

  • Öncelikle yurtdışında ortak eğitim yapmaya nasıl karar verdin?

İlk ortak eğitimimi İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesinde yaptım. Erasmus benim 2. ortak eğitimimdi. Öncelikle her üniversite öğrencisinin hayatında bir kere Erasmus+ tecrübesi kazanması gerektiğini düşünüyordum. Okulda öğrendiğimiz teorik bilgileri Türkiye içerisinde bir şirkette değil de, yurtdışında pratiğe dökmenin bana daha farklı bir tecrübe kazandıracağına inanıyordum. İlerde olur da yurtdışında çalışmaya karar verirsem, benim için ön hazırlık olabileceğini de düşündüm ayrıca. Okulumuzun da öğrenci sayısı az olduğundan Erasmus imkânları oldukça fazla. Böyle bir imkâna sahipken ve ortalamam da yeterli düzeyde iken neden başvurmayayım ki diye düşündüm.

  • Bir TOBB ETÜ öğrencisinin Erasmus+’a başvurması için neler yapması gerekiyor bu süreçten bize biraz bahsedebilir misin?

Öncelikle eğer bölümünüzden kontenjan açılmışsa her dönem Erasmus+’a başvurabiliyorsunuz. Bazı şartları yerine getirmiş olmak kaydıyla tabi ki. Bunlardan ilki TOEFL ITP sınavından herhangi bir puan almış olmanız. 500 puanı geçmeniz şart değil yani. İkinci olarak ise not ortalamanıza bakılıyor. Skorlarınızın yüksek olması önemli fakat asıl önemli olan sizinle birlikte başvuran insanların da puanlarının kaç olduğu. Başvuranların puanlarına bakılıp sıralamaya koyulduktan sonra genellikle en yüksek dereceli birkaç öğrenciye hibe veriliyor. Hibe alan kişi sayısı bölümden bölüme göre değişiyor. Başvurunuz kabul edildikten sonra ise okul şirketle görüşmeye başlıyor. Bu süreçte siz hiçbir şey yapmıyorsunuz bu kısımla tamamen okul ilgileniyor. Ardından şirket size asıl Erasmus belgeleri olan “Learning Agreement”ı ve “Kabul Mektubu”nu gönderiyor. Dediğim gibi bu belgelerin size ulaşması konusunda da okul şirketle iletişime geçiyor. Bu belgeler geldikten sonra ise öğrenci olarak yapmanız gereken tek bir şey kalıyor o da vizeye başvurmak. Vize zaten prosedürü çok sabit olan bir şey. Sahip olduğunuz pasaport türüne göre vize işlemlerinizi gerçekleştiriyorsunuz.

  • Bu süreçten sonra sen hibeli bir şekilde Erasmus ortak eğitimi yapmaya hak kazandın ve İspanya’ya gittin. Peki, İspanya’da ki ilk haftan nasıl geçti? Adapte olma sürecin nasıldı?

İlk hafta benim için açıkçası zordu çünkü ben kalacak bir ev bulmadan gitmiştim. Erasmus ile ortak eğitim yapacak bir öğrencinin süreç boyunca tek sıkıntısı bu diyebilirim. Çünkü insanlar evlerini en az 6 aylığına kiraya veriyorlar. Bizim ortak eğitim süremiz 3,5 ay olduğu ve İspanya’da insanlarla İngilizce bir şekilde iletişime geçmek sıkıntı olduğu için kalacak yer bulmakta problem yaşadım. Şirketteki amirimin yardımıyla bu problemimi kısa sürede çözdüm. Ardından her şey daha da kolaylaştı. Hem okulda ikinci yabancı dilimin İspanyolca olması hem de yıllardır gitmek istediğim bir ülke olmasından dolayı adaptasyon sürecim heyecan verici olmaya başladı. 

Yunus Emre’nin bölümü olan Türk Dili ve Edebiyatı okuldaki diğer bölümlere kıyasla daha az öğrenci sayısına sahip. Bu sebepten dolayı Erasmus+ yapmak için kontenjan açılan ülkeler de bir hayli az. O, bu durumu bir avantaja çevirdiğini söylüyor.

“Bölümümüz yaklaşık 25 kişi olduğu için hem Erasmus+’a başvuran öğrenci sayısı hem de açılan kontenjan sayısı az. Bu yüzden not ortalamamın yüksek olması benim için bir avantajdı.”

  • Bize biraz ortak eğitiminden bahseder misin? Staj yaptığın şirketle, iş yeri arkadaşlarınla ve amirinle olan iletişimin nasıldı?

İspanya’nın Valencia şehrinde “My Language Skills” adlı, sadece stajyerlerin çalıştığı küçük bir şirkette yaptım ortak eğitimimi. Bu şirket, ikinci yabancı diller üzerine bir web sitesi kurmayı amaçlıyordu. Farklı ülkelerden gelen öğrencilerin hepsi kendi ana dillerinde iş yapıyordu. Benim işim ise sitenin Türkçe bölümünün her seviyede dil bilgisi kısmını yazmaktı. Bunun dışında, sitenin İngilizce tanıtımındaki imla ve mantık hatalarının düzeltilmesine yardımcı oldum. Birçok ülkeden insanla aynı ortamda çalıştım 3,5 ay boyunca. İş yeri amirim ise İspanyoldu. Hiçbiriyle bir problem yaşamadım hatta birlikte çok eğlenceli zamanlar geçirdik.

  • Avrupa, ülkemize ne kadar yakın da olsa gittiğin yerde farklı bir kültür; farklı insanlar vardı. Kendi açından nasıl yorumluyorsun bu deneyimi?

Öncelikle iyi ki yaptım diyebilirim çünkü hiçbir zaman pişman olmadım. Her şeyden önce farklı bir ülkede kendi düzeninizi yeniden kurmaya çalışıyorsunuz. Ve hayatınızı yoluna koymaya başladıkça kendinize olan güveniniz artıyor. Tabi ki kültürel farklılıklardan dolayı zorlandığım zamanlar oldu. Ama bunun yanında birçok milletten insan tanıdım. Kimi zaman onlara ve kültürlerine dair öğrendiğim şeyler beni şaşırtırken kimi zaman da önemli olanın birlikte bir şeyler yapmak olduğunu fark ettim.

Yunus Emre ile sohbetimizin sonlarına yaklaşırken bizlere son olarak “Erasmus’tan korkmayın, İngilizcenizi geliştirmeye çalışın ve yurtdışında ortak eğitim yapma konusunda kendinize güvenin.” diyor.

Yunus Emre’nin bu hayalini gerçekleştirmiş olmasına sevinirken, bir sonraki ortak eğitimimi Erasmus+ ile yapma hayalleri kurarak ayrılıyorum yanından. Umarım bu yazım Erasmus+ yapmak isteyen herkese ilham kaynağı olmuştur diyerek sonlandırıyorum cümlelerimi.

Röportaj: Türkan Bozkurt – Matematik Bölümü