HABERİ PAYLAŞIN

Bölüm öğrencilerimizden her yıl 10’u bir dönemliğine Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki Pazmany Peter Catholic Üniversitesi’nin Türkoloji Bölümünde, 5’i bir dönemliğine Almanya’nın Mainz şehrindeki Johannes Gutenberg Üniversitesi’nin Şarkiyat Enstitüsünde, 2’si bir yıllığına İsveç’in Uppsala şehrindeki Uppsala Üniversitesi’nin Türkoloji Bölümünde öğrenim görebilmektedir. Böylece öğrencilerimiz Avrupalı Türkologların bilgi ve tecrübelerinden de faydalanma imkânına sahiptirler.

Bu imkanı bulan öğrencilerimizden birkaçının deneyimlerini sizlerle paylaşıyoruz:

Zeynep Süngü

TOBB ETÜ Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi olarak 2012 yılında 3.sınıftayken Erasmus eğitim programıyla Budapeşte/Macaristan'a gitme fırsatını değerlendirmiştim. Fırsat diyorum çünkü başka türlü ifade etmek doğru olmazdı. Üniversite, Erasmus Programı kapsamında bizi yurtdışına gönderirken hem bursumuzu devam ettirmiş hem de bunun yanında bize barınma yardımı yaparak ekonomik açıdan koşullarımızı oldukça iyileştirmişti. Diğer taraftan Erasmus Programı'nca verilen hibe de 8 Avrupa ülkesini keşfetme imkânı sunmuştu bize: Budapeşte ve Macaristan'ın diğer birkaç şehriyle Viyana, Krakow, Prag, Bratislava, Roma, Pisa, Venedik, Floransa, Paris ve Amsterdam rotalarımız arasındaydı. Bu imkânlar çerçevesinde bütün bu şehirleri gezip oldukça tecrübe edinmek, uluslararası düzeyde pek çok arkadaş edinmek, diğer ulusları tanımak, kültürel ve bilimsel farkındalık kazanmak ise tabiki elimize geçen en önemli değerlerdi. Bunun yanında yabancı hocalarımızın alanımıza yönelik rehberliği ve birikinleri de bilinmedik kapıların anahtarını veriyordu. Geleceğe dair düşünce ve ideallerimin daha da şekillenmesine katkıda bulunmuştu bu dönem. Dolayısıyla bu tecrübeyi üniversite hayatımın en önemli kazanımlarından biri olarak değerlendiriyor ve herkesin bu fırsatı yakalamasını tavsiye ediyorum.

Hamide Türk

Hayallerimin ilk adımlarından biri diye tanımladığım Erasmus programıyla Pazmany Peter Katolik Üniversitesi’ne(Budapeşte) gitme fırsatım oldu. Eğitim-öğretim bağlamında, sosyal ve kültürel anlamda hayatıma birçok yönden yenilik kattı bana bu program. Bir değişim ve gelişme yaşadım diyebilirim. 
Budapeşte sadece Avrupa’nın kalbinde değil, benim de daima kalbimde yer eden şehirlerden biri oldu. Yeni heyecanlar, yeni maceralar, başarılar, dostluklarla dolu dolu geçen sekiz ayın hikâyesi benimkisi. Bu sekiz ayın her bir anı ayrı bir heyecan ve mutluluktu benim için. Budapeşte’ye kolayca alışma ve şehri doya doya yaşama imkânım oldu. Karşılaştığım yeni bir kültürde elbetteki kültürümüze ait bazı şeyleri bulamamanın burukluğu içimde hep yer aldı, bu özlemlerden en önemlisi yemekler olsa gerek. Özümüzde varolanı, yeninin iyi ve faydalı özellikleriyle yoğurup bana kattığıma ve bu sayede “artı bir” olduğuma inanıyorum. 
Macaristan’daki eğitim-öğretim sistemindeki bazı farklılıkların hem öğrenciler hem öğretmenler için bir avantaj olduğunu gözlemledim ve bu avantajı yaşadım. Aldığım her bir dersin haftada 1.30 saat olması bunlardan birisi, bu sayede hem kendimi geliştirmek için vakit bulabiliyor hem de derslerime çalışmak için yeterli zamanım oluyordu.
Farklı ülkelerden Erasmus programıyla gelen diğer arkadaşlarımla tanıştım, birlikte ders aldık, etkinlikler ve yarışmalar düzenledik. Birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk. Kültürel günler düzenlendi ve bizler de Türkiye’yi layıkıyla temsil ettik, sunumlarımızı yaptık, onlara kültürümüzü ve yemeklerimizi tanıttığımız kadar sevdirmeyi de başardık. 
Erasmus programını çok sevdim ki Güz Dönemi gittiğim Pazmany Peter’de İlkbahar Dönemi de kalmaya karar verdim. Bu kararın hayatımda aldığım kararlardan en doğrularından biri olduğunu şuan bulunduğum yerden baktığımda rahatça görebiliyorum. 
Birlikte geldiğim sevgili arkadaşlarım Buket ve Gözde’yi Türkiye’ye uğurladıktan sonra, bir sonraki dönem için birlikte kalmak üzere yanıma Slovakya’dan Maria ve Romanya’dan Deli geldi. Bu sayede hem yeni iki dostum oldu hem de yabancı dil kullanımımı artırdığım için diğer okul dönemlerimde ve Erasmus ile gittiğim Venedik stajımda çok faydasını gördüm. 
Budapeşte’nin bulunduğu konum sayesinde birçok ülkeye rahat ve ucuz yolla gitmeye fırsat buldum. Pek çok yeri gezdim, yeni insanlarla, şehirlerle, yollarla, kültürlerle tanıştım. 
Pazmany Peter Katolik Üniversitesi’nde yaşadığım Erasmus hayatından sonra, bu programın bana kattığı faydalarla geliştiğimi ve yeni düşünce ufukları edindiğimi gördüm. Daha sonra yine Erasmus programıyla staj yapmak istedim. Stajımı Venedik Ca’ Foscari Üniversitesinde gerçekleştirdim. Bu benim için harika bir fırsattı. Sayın Nilay Suludere gözetmenliğinde üç sınıfa Türkçe pilot dersler hazırladım ve verdim. Bu dersleri anlatmak için iki sınıfta İngilizce ve bir sınıfta (yüksek lisan sınıfı) orta sevide Türkçe kullandım. Tabiiki kullandığım İngilizcede Budapeşte’deki Erasmus programının faydalarını gördüm. Verdiğim ve gözlemlediğim dersler için raporlar yazdım.
İyi ki Erasmus programı sayesinde yurtdışına gitme fırsatı buldum. İyi ki böyle bir imkâna sahip oldum. İyi ki yeni insanlarla ve kültürlerle tanıştım. 
Bana sadece bir öğretmen değil aynı zamanda bir anne de olan sevgili öğretmenim Eva Csaki’ye, beni her zaman destekleyen ve arkasında varlığını hissettiğim sevgili öğretmenim Giampiero Bellingeri’ye, yutdışına tekrar çıktığım zaman kapısını çalabileceğim dostlarıma, arkadaşlarıma, beni can kulağıyla dinleyen yaklaşık 70 kadar “ilk göz ağrım, sevgili öğrencilerime” sonsuz saygı ve selamlarımı sunarım.

Mahmut MAZLUM

TOBB ETÜ öğrencisi olduğum süreç içerisinde en güzel anılarımı biriktirdiğim dönemlerim kuşkusuz Erasmus ve yurt dışı staj dönemlerim olmuştur. Bu dönemlerimden ilkinde Üsküp Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde staj yapma imkanı bulmuştum. Bu staj bana, hem yurt dışında yaşam ve çalışma deneyimi hem de çok kıymetli bir çevre sağladı. Buradan edindiğim tecrübelerle Erasmus’a başvurdum ve bir dönemimi de Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de geçirdim. Bu dönemin bana en büyük katkısı şüphesiz, geniş bir akademik vizyon ve yeni bir düşünme şekli oldu. Bunların yanında Avrupa’nın her köşesinden edindiğim onlarca arkadaşı da unutmamak gerekir. Bu iki dönemlik yurt dışı yaşamım süresince yaptığım en önemli şey ise kuşkusuz gezmekti. Nitekim 10 ülkede yaklaşık 30 şehri gezme imkanı buldum. Bugün geldiğim noktada, ilgi alanım olan Balkanlar ve Avrupa’nın büyük bir kısmını görmüş olmak bana büyük avantaj sağladı ve sağlamaya devam ediyor.

Buket Nur Kırmızıgül

2012-1013 Güz Döneminde Erasmus öğrenci değişim programı ile Macaristan’a gittim. Benimle birlikte bölümden üç arkadaşım (Hamide Türk, Zeynep Gözde Kozlu ve Mahmut Mazlum) daha vardı. Pazmany Peter Katolik Üniversitesi’nde unutulmaz bir deneyim yaşadık. Avrupa’da öğrenciye ders dışında da çok vakit tanıyan bir eğitim dönemi geçirdik. Üniversitenin iki kampüsü vardı: Budapeşte’nin merkezinde ve şehrin dışında Pilischaba adlı küçük bir yerşeşim biriminde. Biz Pilischaba kampüsündeki yurtta ikamet ettik ve kesinlikle söyleyebilirim ki orada harika bir dört ay geçirdik. Yemyeşil bir ormanla çevrili şirin bir kasaba Pilischaba. Penceremizin önünden geçen geyikleri gördük hiç ummadığımız zamanlarda. Doğayla iç içe, hem şehir hem de yoğun ders stresinden uzak bir dönem oldu bizim için. Son olarak orada kaldığımız dönem boyunca kendisinden dersler aldığımız Eva Csaki’yi de burada anmak ve bizimle ilgilendiği için teşekkür etmek istiyorum.

Ümmü Burçin Özkan

2014 yılının yaz döneminde Almanya'nın Mainz şehrinde Erasmus öğrenim hareketliliği programına katıldım. Johannes Gutenberg Üniversitesi Türkoloji bölümünde aldığım dersler ufkumda sonsuzluğa bir kapı açılmasını sağladı. Evet tam olarak böyle oldu bu tanım mübalağa değil. Türk Dili ve Edebiyatı'nın yanısıra Türk kültürünün nasıl incelendiğini öğrenme fırsatım oldu. Gerek aldığım dersler gerekse Batı kültürünü tanımam sayesinde dünya artık benim için daha küçük fakat bir o kadar da büyük diyebilirim. Görülecek o kadar çok yer öğrenilecek o kadar çok bilgi varmış ve bizlerin haberi yokmuş. Almanya'da edindiğim dostlukların sınırları aşması ve gezdiğim yerlerden elimde kalan birçok anı benim için haz kaynağı. Üç buçuk aylık sürede Almanya dışında Fransa, İsviçre ve İspanya'yı gezdik. Yeni ülkeler görmek oradaki tarih dokusunu yakından hissetmek müthiş birer deneyimdi. Başkent Berlin'i görmeden dönmek de büyük bir kayıp olurdu elbette başkenti de ziyaret ettik. Şimdi geri dönüp baktığımda iyi ki yapmışım diyeceğim şeylerin başında Erasmus gelir. Bir öğrenci için büyük önem taşıyan hibe ve burs meselesi de problem yaratmadı bizler için. Bu noktada hem okulun programa verdiği önem hem de devletin sağladığı destek sayesinde olabildiğine verimli bir şekilde programımızı tamamladık. Tekrar fırsatım olsa tekrar hiç düşünmeden giderim. Çünkü hem gezdim hem okudum ve öğrenmenin sonu olmadığını gördüm.