HABERİ PAYLAŞIN
Topluluğunuzu tanıtır mısınız?

Topluluğumuz 2014 yılında, kampüs içerisindeki canlıların hak ettikleri doğal yaşam alanlarında özgürce ve güven içerisinde yaşamalarını sağlamak ve insan ile doğa arasındaki etkileşimi sağlıklı bir düzeye getirerek huzurlu bir yaşam alanı yaratmak amacıyla kurulmuştur. Başlangıçta bünyesinde 20 üye barındıran topluluğumuz zaman içerisinde güçlenmiş ve bu sayıyı 500 üyeye çıkarmıştır. Kampüsümüzde iç içe yaşadığımız kedi, köpek, tavşan ve kuş gibi canlıların bakımları, beslemeleri, aşı durumları topluluğumuz tarafından gerçekleştirilmektedir ve hakları 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu tarafından güvence altındadır.
 
Faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Tabii ki. Topluluk olarak faaliyetlerimiz kampüsümüz içerisindeki patili dostlarımızla birlikte huzur içerisinde yaşayabileceğimiz bir yaşam alanı yaratmak adınadır. Bu huzurlu ortamı yaratmak adına elimizden geleni yapıyoruz.  Her gün 16.30-17.00 arası, Sultan Kafe tarafından ayrılan yemekleri alıp kampüs içerisindeki dostlarımızı, okulumuzdaki belli besleme noktalarında besliyoruz. Okulumuz içerisinde şiddet geçmişi olan canların rehabilitasyon altında bulundukları ve yaralanan dostlarımızın tedavi süreçlerinde kaldıkları ayrı bir alanımız var. Haftada en az bir kez bu alanda kalmakta olan dostlarımızın yaşam alanlarını temizliyor, düzenli koşularını yaptırıyoruz. Kısacası onlar için elimizden geldiğince daha sağlıklı bir alan oluşturmaya çalışıyoruz. Hatta oyun alanı adını verdiğimiz yere götürüp topluluk üyelerinin bir kısmıyla beraber oturup muhabbet ederken bu canlarla oyun oynuyor ve en önemlisi de bol bol sevgimizi göstermeye çalışıyoruz. Tabii ki bazen her şey istediğimiz gibi gitmiyor. Yaralanma ve hastalanma gibi durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Bu vakalarla karşılaştığımız zaman ise topluluğumuzun anlaşmalı olduğu bir veteriner kliniği var: Delta Veteriner Sağlık Merkezi. Oradaki veteriner hekimlerle her zaman koordineli çalışıyor ve bu canlarımızın tedavilerini gerçekleştiriyoruz. Kampüsümüzde bulunan canların kısırlaştırma işlemlerinde ise belediyelerimizin bize sunmuş olduğu veteriner hizmetlerinden yararlanıyoruz genel olarak. Bu faaliyetler dışında üniversitemiz içerisinde bilinçlendirici konferanslar düzenliyor, bilgilendirici afişler hazırlıyoruz. Kampüsümüzdeki canların hafta sonu ve ara tatillerde de beslenmeleri gerekiyor tabii. Bu beslenmeleri ise kuru mamayla gerçekleştiriyoruz. Ders dönemleri içerisinde topluluk olarak kermesler düzenliyor, kuru mama masrafları olsun, başka masraflar olsun, bu giderleri kermesler sayesinde karşılıyoruz. Canlarımızın ve bizlerin sağlığını korumak adına yıllık düzenli olarak gerçekleştirilmesi gereken karma ve kuduz aşılarını ve 3-4 aylık periyotlarla iç-dış Parazit uygulamalarını veteriner hekimlerimiz ile birlikte gerçekleştiriyor ve aşı masraflarını da okulumuzun bize dönemlik olarak ayırmakta olduğu topluluk bütçemizden karşılıyoruz. Ayrıca topluluğumuza ait sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla başka hayvan severlerle de iletişim içerisindeyiz. Bu sosyal medya hesaplarımızda köpek, kedi, tavşan, ördek, kuş gibi bir sürü hayvana sıcak birer yuva bulmaya çalışıyor ve kaybolan canların yuvalarına ulaşmalarına vesile oluyoruz. Ancak bizim amacımız sadece kampüs içerisindeki canları kurtarmak değil. Bu yüzden başta Ankara içi olmak üzere elimizden geldiğince birçok farklı bölgede faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bölgesel olarak Ankara içindeki besleme noktalarına ve bakım evlerine gerek mama, gerek iş gücü açısından yardım amaçlı etkinlikler düzenliyoruz. ulusal olarak ise Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu’nun çalışmalarını yakından takip ediyor, kurultaylarına ve çalıştaylarına katılmaya gayret ediyor, yasalar konusunda daha da yetkinleşerek canlarımızın haklarını daha iyi savunmak adına elimizden geleni yapıyor, kısacası bu dilsiz canların dili olmak için çabalıyoruz.
 
Ekipte aktif olarak kaç üyeniz var? Üyeleriniz hangi bölümlerden? Ekibinizin üye yapısından bahseder misiniz?
 
İlk soruda da bahsettiğimiz gibi topluluğumuza üye olan kişi sayısı 500’ü buluyor. Lakin her toplulukta olduğu gibi tabii ki aktif üye sayımız daha az. Topluluğumuzda 3 adet departman bulunmakta. Bunlar Besleme, Veteriner ve Sağlık, Sosyal Medya Departmanları. Her departmanda en az 5 üyemiz bulunuyor. Üye konusunda biraz şanslıyız çünkü neredeyse her bölümden üyeye sahibiz. Bu sayede okulun farklı kesimlerinden birçok insanla bir arada bulunuyor ve bu güzel amaçta beraber ilerleyebiliyoruz.
 
Yeni katılacak aday üyelere neler söylemek istersiniz? Ekibe katılmak için herhangi bir şartınız var mı?
 
Topluluğumuzun adı her ne kadar Hayvanseverler Topluluğu olsa da dediğimiz gibi herkese hitap etmeye çalışıyoruz. Bir senedir topluluk başkanlığı yapıyor olsam da okula ilk geldiğim sene köpeklerden o kadar çok korkuyordum ki kampüste köpek gördüğümde yolumu değiştiriyordum.  Bir süre sonra Hayvanseverler Topluluğu’nun düzenlediği, köpek eğitmeni Tarkan Özvardar’ın konuşmacı olduğu “Köpeklere Yaklaşım” isimli bir konferanstan haberim oldu. Köpek korkumu can-ı gönülden yenmek istediğim için ben de bu konferansa katıldım. Bu konferans süresince aslında köpek korkumun büyütülecek bir şey olmadığını, benim de onlarla iletişim kurabileceğimi fark ettim. Kısacası köpek, kedi, tavşan vs. iç içe olduğumuz herhangi bir konuda korkunuz varsa ve bunu yenmek istiyorsanız, sizlere her şekilde yardımcı olmaya çalışacağımızdan emin olabilirsiniz. Çekinmenize hiç gerek yok. Ayrıca topluluğa girmek için herhangi bir şartımız da yok. Departmanlardan birinde bulunmak zorunda da değilsiniz. Çünkü bu uğraş tamamen gönüllük esaslı.
 
Topluluk hedefleriniz neler? Ne gibi faaliyetler yapmak istiyorsunuz?
 
2.5 yıl boyunca hedeflediğimiz birçok projeyi gerçekleştirme imkanı bulduk. Bir sonraki hedefimizi daha büyük bir boyuta taşıyarak, Ankara içerisindeki tüm belediyeler ve yardım kuruluşlarıyla tek bir çatı altında toplanıp, sokaktaki bu dilsiz dostlarımız için daha büyük projeler geliştirmek istiyoruz. Ankara içerisindeki birçok üniversiteyle sıkı dostluklar kurma, belediyelerin üst yetkilileriyle gelecek projeler hakkında konuşma ve fikir alışverişinde bulunma imkânı bulduk, birçok dernekle ortak çalışmalar yaptık. Hedefleri bu kadar ortak olan bu yüzlerce insanın birlik ve beraberlik içerisinde hareket ettiklerinde neler başarabileceklerini tahmin bile edemeyiz aslında. Ankara içerisinde eksikliğini gördüğümüz en önemli olay bu, bir araya gelip projelerimizi ortak bir şekilde sürdürememek. Birlikte daha güçlüyüz ve umarız geleceğin büyükleri olarak, bu amaçla güzel bir gelecek yaratabiliriz.
 
Ayrı olarak eklemek ve sizleri de bilgilendirmek istediğimiz bir konu var. Kampüsümüzde yaşamakta olan iki köpeğimizin ağır sağlık sorunları var ne yazık ki. İnsanın içini ısıtan mavilikte gözlere sahip olan köpeğimizin, Bulut’un kalp rahatsızlığı, tüylerinin güzelliğinden direkt tanıyabileceğiniz Zilli kızımızın ise Epilepsi hastalığı var. Nefes alıp verişindeki bir sorun nedeniyle veterinere götürdüğümüzde öğrendik ki Bulut kızımız ömrü boyunca devam edecek bir hastalığa yakalanmış. Bu nedenle bundan sonraki yaşamı boyunca sadece özel bir mamayla (belli bir ölçüde) beslenmesi ve her gün bir adet ilaç yutturulması gerekmekte. Zilli kızımızın ise Epilepsi krizi geçirmemesi için her gün belli oranda sıvı bir ilacın şırınga yoluyla ağzından ilaç verilmekte. Kalp rahatsızlığını tetiklememesi için Bulut’a ek olarak yiyecek herhangi bir şey verilmemesi gerekmektedir.  Zilli’nin hastalığı sırtüstü dönme, nefes alımında zorlanma, ağzından aşırı miktarda köpüklü salya akması, kriz sonrası geçici körlük gibi belirtiler göstermektedir. Bu belirtilerden herhangi biriyle karşılaştığınızda sosyal medya hesaplarımızdan, telefon numaralarımızdan, herhangi bir şekilde topluluğumuza anında haber verilmesi hastalığın seyri konusunda olumlu adımlar atmamızı sağlayacaktır.