HABERİ PAYLAŞIN

Öncelikle Lösemi ve LÖSEV’i bilmeyenler için kısaca açıklayabilir misiniz?

Lösemi, halk arasında “kan kanseri” olarak bilinen, kemik iliğinde kan hücrelerinin kontrolsüz biçimde çoğalmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Çocukluk çağında en sık görülen kanser türüdür; ancak toplumda sanıldığı gibi yalnızca çocuklarda değil, yetişkinlerde de görülebilir. Damarlarımızda dolaşan kanın üretildiği yer olan kemik iliğinde, kök hücre adını verdiğimiz ana hücrelerin kötü huylu hücrelere dönüşmesiyle lösemi hastalığı ortaya çıkar. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi burada da önlenemeyen bir hücre çoğalması yaşanır ve bu durum, kanın normal görevlerini yerine getirememesine neden olur.

LÖSEV – Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, bundan 27 yıl önce, 8 Kasım 1998 tarihinde Pediatrik Hematolog Dr. Üstün Ezer ve meslektaşları tarafından kurulmuştur. O dönem yalnızca 30 çocukla çıkılan bu yolda, bugün 100 bini aşkın kayıtlı hastamız ve ailelerine destek sağlıyor; 8 milyon gönüllümüzle kocaman bir aile olmanın gururunu yaşıyoruz.

Kuruluşumuzun ilk yıllarında, çocuklar ne yazık ki tedaviye erişemedikleri için kaybediliyordu. Günümüzde ise Türkiye’de her yıl yaklaşık 1500 çocuk lösemi tanısı alıyor. LÖSEV olarak 1998 yılından bu yana, lösemili ve kanserli çocuklarımızın tedavi süreçlerinde onlara ve ailelerine ücretsiz sağlık, eğitim, sosyal ve maddi destekler sağlıyoruz.

İlk kurulduğumuz yıllarda yalnızca lösemili çocuklara hizmet verirken, yıllar içerisinde kaynaklarımızın artmasıyla birlikte önce tüm kanser türlerinde çocuk hastalara, ardından da tüm yaş gruplarındaki kanser hastalarına hizmet vermeye başladık. Bugün LÖSEV, her yaştan kanserli hastaya umut ve dayanışma ve tedavi imkânı sunan büyük bir vakıf olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Lösemi hakkında toplumda hâlâ devam eden ve düzeltmek istediğiniz en yaygın yanlış bilgi nedir? (Örneğin; bulaşıcılığı veya tedavisi hakkında.)

Ne yazık ki en yaygın yanlış inanışlardan biri, löseminin bulaşıcı bir hastalık olduğudur. Bu kesinlikle doğru değildir. Lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir; aksine, tedavi gören çocuklarımızın bağışıklık sistemi çok zayıf olduğu için onları dış dünyadaki mikroplardan korumamız gerekir. Maske kullanmalarının sebebi budur.

Bir diğer yanlış bilgi de, löseminin tedavi edilemez olduğu yönündedir. Oysa bugün, erken tanı ve düzenli tedavi, moral ve motivasyon ile çocukluk çağı lösemilerinde çok yüksek başarı oranları elde edilebilmektedir. Yani lösemi tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Erken teşhis hayati önem taşıyor. Dikkat edilmesi ve görülmesi durumunda "mutlaka doktora başvurmalıyız" dedirten 3 kritik belirti sıralayabilir misiniz?

Elbette, ancak öncelikle bir hekim olmadığımı, bu bilgileri LÖSEV’de uzun yıllardır lösemi hastalarıyla yakın temas hâlinde çalışan biri olarak paylaştığımı belirtmek isterim.

Ailelerin dikkat etmesi gereken bazı belirtiler vardır ve bu sinyaller göz ardı edilmemelidir. En sık karşılaşılan belirtileri şöyle özetleyebilirim: iştahsızlık, halsizlik ve kansızlık, zayıflama, bacaklarda veya kemiklerde ağrı, cilt altında morluklar/kanamalar, burun ve diş eti kanamaları ile tekrarlayan ateş.

Bu belirtiler her zaman lösemi anlamına gelmez; ancak ihmal edilmemeli, çocuklarda bu tür durumlar gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır. Erken teşhis, tedavi başarısında en önemli faktörlerden biridir.

Tedavi gören çocuklarımızın taktığı maskelerin asıl amacı nedir? Bu konudaki yanlış anlaşılmaları nasıl giderebiliriz?

Ne yazık ki önceden de paylaştığım gibi löseminin bulaşıcı olduğu düşüncesi çok yaygın. Ancak çocuklarımız maskeleri bizi korumak için değil, kendilerini korumak için takıyorlar. Kemoterapi sürecinde bağışıklık sistemi çok zayıfladığı için, en küçük mikrop bile onlar için tehlikeli olabilir. Bu nedenle maske, onları dışarıdaki bakterilerden ve virüslerden korumak için bir önlem. Maskeyi “hastalık bulaştırıyorlar” düşüncesiyle değil, “iyileşiyorlar” bilinciyle görmemiz gerekiyor. Biz LÖSEV olarak yıllardır bu algıyı değiştirmek için kampanyalar yürütüyoruz.

Lösemi tedavisinde Türkiye'deki güncel başarı oranı nedir?

Bugün ülkemizde çocukluk çağı lösemilerinde tedavi başarısı oldukça yüksek seviyelere ulaşmış durumda. LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanemizde bu oran %94’e kadar çıkıyor.

Bu başarı yalnızca tıbbi müdahalelerle değil; sağlıklı beslenme, doğru tedavi uygulamaları, güçlü moral ve motivasyon ile elde ediliyor. Biz LÖSEV olarak tedaviyi sadece bir sağlık süreci olarak değil, bütüncül bir iyileşme yolculuğu olarak görüyoruz.

Hastanemizde görev yapan uzman psikolog kadromuz hem çocuklarımızla hem de gerektiğinde aileleriyle birebir ilgileniyor; psikolojik dayanıklılığın güçlenmesi için düzenli terapi ve destek programları yürütüyor.

Ayrıca çocuklarımızın bağışıklığını destekleyen organik ve sağlıklı beslenme sistemi, moral aktiviteleri, gönüllü destek ağı ve sevgi dolu ortam da bu iyileşme sürecinin en güçlü parçaları arasında yer alıyor.

Tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde, LÖSANTE’nin yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da örnek gösterilen bir merkez haline gelmesini sağladı. Bu başarımızın bir göstergesi olarak LÖSEV, Birleşmiş Milletler tarafından “danışmanlık statüsü” ile onurlandırılmıştır. Bu da çalışmalarımızın uluslararası alanda da güven ve takdirle karşılandığını gösteriyor.

LÖSEV olarak bilinçlendirme kampanyalarında kullandığınız renk turuncu. Bunun bir anlamı var mı?

Evet, turuncu renk LÖSEV için çok özel bir anlam taşır.

Turuncu; umut, dayanışma, enerji ve iyileşmeyi temsil eder. Lösemi ile mücadele eden çocuklarımızın yaşama tutunma gücünü, içlerindeki ışığı ve neşeyi en iyi yansıtan renktir.

Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü tarafından turuncu renk, lösemi farkındalık rengi olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle LÖSEV olarak biz de, 2–8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası başta olmak üzere tüm farkındalık kampanyalarımızda turuncuyu ön plana çıkarıyoruz.

Şu anda 2–8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası içerisindeyiz. Bu hafta, LÖSEV’in öncülüğünde ve Millî Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokol sonucunda özel haftalar ve günler kapsamına alınmıştır.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, Türkiye genelinde kurumların, kuruluşların, okulların ve üniversitelerin destekleriyle gerçekleştirilen etkinliklerle lösemiye dikkat çekmeye devam ediyoruz. Bu farkındalık hareketiyle amacımız, löseminin tedavi edilebilen ve önlenebilen bir hastalık olduğunu tüm Türkiye’ye duyurmak ve lösemili çocuklarımızın zorlu ama umut dolu mücadelelerine dikkat çekmek.

Vatandaşların size ve çocuklarımıza en etkili şekilde destek olmasının yolu nedir? (Kök hücre bağışı, gönüllülük, bağış vb.)

LÖSEV olarak bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarımızı gönüllülerimizin desteğiyle hayata geçirdik. Biz her zaman, LÖSEV’de herkesin mutlaka yapabileceği bir şey vardır diyoruz.

Gönüllülerimiz her zaman fiziken yanımızda olamayabilir; ancak sosyal medyada gördükleri bir kan bağışı duyurusunu çevreleriyle paylaşmaları bile çocuklarımız için büyük bir fark yaratabiliyor.

Gönüllü olmak isteyen herkes, www.losev.org.tr adresi üzerinden Gönüllü Üyelik Formu'nu doldurarak ya da 0312 447 06 60 numaralı Vakıf Merkezimizden ve il irtibat bürolarımızdan bizlere ulaşarak LÖSEV ailesine katılabilir.

Ayrıca vatandaşlarımız bağışçı olarak da çocuklarımıza umut olabilirler. Web sitemiz üzerinden güvenli şekilde bağış kanallarımıza ulaşabilir, düzenli ya da tek seferlik bağışlarla tedavi gören çocuklarımızın yaşamlarına dokunabilirler.

Burada özellikle belirtmek isteriz ki, LÖSEV asla kapı kapı gezip elden bağış toplamaz. Tüm bağışlar yalnızca resmi iletişim kanallarımız üzerinden alınır.

Bir diğer önemli destek yolu da kan ve kök hücre bağışıdır. Lösemi tedavisinde kök hücre nakli pek çok çocuk için hayati öneme sahiptir. Kan ve kök hücre bağışı, bir çocuğa ikinci bir yaşam şansı verebilir.

LÖSEV - Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı

Aleyna NAMLI

Halkla İlişkiler Sorumlusu

aleynanamli@losev.org.tr

505 829 32 53